İngiltere’de Mutlaka Görülmesi Gereken 13 Yer

İngiltere’de Mutlaka Görülmesi Gereken 13 Yer

Birleşik Krallık’ı oluşturan Galler, İskoçya, Kuzey İrlanda ülkelerinden biri olan İngiltere kültürüyle, doğa verdiği değerle, eğitime verdiği önemle, bünyesinde bulundurduğu kaliteli üniversitelerle her kesimden insanı kendine hayran bırakmaktadır. İnsanları kendine hayran bırakan bir diğer yanı ise tarihi ve eşsiz mimari yapılarıdır.

Ülkenin her şehrinin tarih kokan mimari yapıları, evleri, sokakları vardır. Her köşesinde kendinizi tarihi bir yolculukta hissedebilirsiniz. Her çağa ait olan mimari eserleriyle İngiltere’nin bugüne kadar ne gibi kültürlerden etkilendiğini, ne gibi çağlardan geçerek günümüze geldiğini anlayabiliriz. 58 milyon nüfusuyla İngiltere, her ulustan insanları bünyesinde bulundurmaktadır. Bu haliyle de her ülke kültüründen biraz kendi kültürüne yansıtmıştır.

Birçok kitaplara konu olan, dünyaca bilinen, artık ülkenin simgesi haline gelmiş eşsiz eserleri, mimari yapıları ile göz dolduran, İngiltere’de mutlaka görülmesi gereken 13 yer ile ilgili birçok bilgiye sizin için yer verdik.

1. Big Ben Saat Kulesi

Londra’da bulunan dünyanın en büyük saat kulelerinden olan Londra Saat Kulesi 1288 yılında Westminster Sarayı’nın yanına inşa edilmiştir. 1834 yılında çıkan bir yangınla saray dâhil her şey yok olmuştur. Daha sonra 1859 yılında Neo-gotik tarzda yeni bir saray ve saat kulesi inşa edilmiştir. İnşa edilen yeni kulenin boyu 96 metre, kuledeki saatin ağırlığı ise 5,5 tondur. Big Ben’in yani çanın ağırlığı 13,7 ton’dur ve 2,7 metre çapında devasa bir yapıttır.

Big Ben ilk kez 11 Temmuz 1859 yılında çalmış ve daha sonra oluşan çatlaklar sebebiyle bir süre çalmasına ara verilmiştir. 26 Haziran 2012’de Kraliçe II. Elizabeth’in tahta çıkışının 60. yıldönümü anısına parlamentonun kararıyla kulenin ismi “Elizabeth Kulesi” olarak değiştirilmiştir. Ancak halk hala “Big Ben” olarak bilinmekte ve isimlendirilmektedir.

Dört tarafı da saat olan yapının her saatinin altında “Tanrı Kraliçe Victoria’yı korusun” anlamına gelen “Domine Salvam Fac Reginam Nostram Victoriam Primam” yazısı bulunmaktadır.

2. İngiltere Parlamento Binası

İngiliz siyasetinin kalbi olarak bilinmektedir.

Westminster Sarayı olarak da bilinen İngiliz siyasetinin kalbi olan parlamento binası ilk olarak kraliyet sarayı ve ikametgâh yeri olarak inşa edilmiştir. 1547 yılında ise parlamento binası olarak kullanılmayı başlanmıştır.

Mimari yapısı ve düzeni ile yaklaşık 1.100 odası, 100 merdiveni ve 4,8 km koridorları ile oldukça karışık bir yapıya sahiptir. 1512’de çıkan bir yangınla oldukça hasar gören ve neredeyse tamamen yanan bina kraliyet ikametgâhı olarak kullanımına son verilerek 30 yılda onarılıp tekrar eski haline kavuşturulmuştur.

3. Hyde Park

Westminster’da bulunan Hyde Park’ı aslında VIII. Henry Westminster Abbey’e ait bir arazi olarak almıştı. Satın alınılan yıllarda park olarak kullanılmamıştır. Kraliyet ailelerinin av gezilerini yaptığı bir alan olarak kullanılmıştır.

Dünyaca bilinen ve birçok dizi ve filmlerde de önemli bir mekân olarak kullanılan Park, 1637’de halkın kullanımına da açılmıştır. Hyde Park’ının içerisinde Kraliçe Victoria’nın eşine yaptırdığı Wellington Anıtı ve Kensington Sarayı bulunmaktadır.

4. Britanya Müzesi

Dünyanın en kapsamlı müzesi olarak da bilinmektedir.

Londra’da bulunan müzede 8 milyondan fazla insanlık tarihi, sanat, kültür gibi pek çok alanda eser sergilenmektedir. Geçmişi 1700’lü yıllara dayanan müze dünyanın ilk halka açık ulusal müzesi unvanını taşımaktadır. Dünyanın her noktasından yüzlerce eseri bünyesinde bulunduran müzenin bölümleri aşağıdaki gibidir ;

• • Orta Doğu Eserleri
• • Antik Roma ve Yunanistan Eserleri
• • Mısır ve Sudan Eserleri
• • Asya Eserleri Bölümü
• • İngiltere, Avrupa ve Tarih Öncesi Eserleri
• • Tablolar ve Çizimler
• • Afrika, Okyanusya ve Amerika Eserleri
• • Para ve Madalyalar
• • Koruma ve Bilimsel Araştırma Bölümü
• • Kütüphane ve Arşivler

Bu kadar fazla bölüme ayrılan ve 8 milyon esere ev sahipliği yapan müzeyi tamamen gezmek isterseniz bu süre günlerinizi alabilir. Tamamıyla ücretsiz olan bu müze yılın her zamanı ziyaretçiler için açıktır.

5. Tower Bridge

1894’te kullanıma açılan Londra’da bulunan köprünün yapımı 8 sene sürmüştür ve 283 metre uzunluğundadır. Thames Nehri’nin trafiğini engellemek için hidrolik sistemlerle açılacak şekilde inşa edilen köprünün iki kulesi bulunmaktadır. Kulelerin içinde köprünün dizaynını anlatan, işleyişi ve tarihi hakkında ziyaretçileri bilgilendirici sergiler de bulunmaktadır. Bu sergiler için camlı koridorlar da bulunmaktadır.

Köprüde hem aracalar için yer hem de yayaların yürüyebileceği alanlar bulunmaktadır. Fakat köprüde yapılan bu yürüyüşler ücretlidir. Öğrencilere ve 5-15 yaş arası çocuklar için indirimli biletler bulunmaktadır. Ek olarak kuleleri ziyaret etmek isterseniz bu ziyaretler için de extra ücret ödemelisiniz.

6. Buckingham Sarayı

İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Buckingham Sarayı Birleşik Krallık’ın yönetim merkezi olarak bilinmektedir. 1703’te inşa edilen saray aslında amacı büyük bir şehir evi olmasıydı. Daha sonra 1837’de İngiltere’nin en uzun yıllar başta kalan hükümdarlarından Kraliçe Victoria’nın Londra’daki evi olarak kalmıştır.

Dünyanın en büyük sarayları arasında değerlendirilen 775 odaya sahiptir. 1761’te İngiliz kralı III. George kraliyet ailesinin yaşadığı saray yakınlarında karısı için rahat bir ev arayışına girmiştir. Ve karısı Charlotte için Buckingham House’u satın almıştır. O yıldan sonra Buckingham House, İngiltere’yi yöneten hükümdarların ailesini kalacağı ev olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1820’lerde saray dönüştürülen ev İngiliz hükümdarlarının Londra ikametgahı olarak kullanılmaya başlanmış ve idari merkez görevi üstlenmiştir.

7. Başlangıç Meridyeni

Londra şehrinin Greenwich kasabasında bulunan bu çizgi, dünyanın başlangıç meridyeni olarak kabul edilmektedir. Kraliyet Gözlemevi’nde bulunan bu meridyen hattı her yaş kesiminden ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. En çok ilkbahar ve yaz aylarında ziyaret edilmesi tavsiye edilen bu yapı İngiltere’ni en çok turist çeken yerlerindendir. Yerel saat sistemi için kullanılan Başlangıç Meridyeni sistemlerin meridyene olan mesafesine göre belirlenmektedir.

8. Yorkshire Vadileri

Pennine Dağları’nı çevreleyen Yorkshire, yüksek tepeleri, nehir vadileri, kireçtaşı mağaraları gibi birçok doğal güzelliğiyle herkesi büyülemeyi başarmaktadır. İçerisinde Yorksihre Dales Ulusal Parkı’nı da bulunduran vadi birçok butik otelleriyle. Restoranlarıyla ziyaretçilerine muhteşem bir deneyim sunmaktadır. Girişlerin ücretsiz olduğu vadi, ziyaretçiler için günün her saati keşfedilmeye hazırdır.

9. Kuzey İmparatorluk Savaş Müzesi

Daniel Libeskind tarafından yapılan ve Temmuz 2002’de açılan Imperial War Museum North 1914 yılından günümüze kadar sürmüş savaşların insan hayatlarındaki etkisini göstermeyi amaçlamaktadır.

De konstrüktivizm tarzında inşa edilen müzenin giriş kapısı küçük bir sığınağı andırmaktadır. Burada ki amaç insanlara savaş sırasında yaşanan karışıklığı hissettirmektir. Müze parçalara ayrılmış üç küreyi temsil etmektedir. Birbirine kenetlenmiş olan her bir parça hava, su ve toprak elementlerini simgelemekte ve karada, havada ve denizde kadın ve erkeklerin savaştığı çatışmalar anlatılmak istenmiştir.

Girişleri tamamen ücretsiz olan bu müze Pazartesi hariç diğer günler ziyarete açıktır.

10. London Eye

Avrupa’nın en yüksek dönme dolabı.

135 metre yüksekliği 90 metre genişliği olan London Eye milenyum kutlamaları için Thames Nehri’nin güney kıyısına inşa edilmiştir. Resmi açılışı 31 Aralık 1999 olan Millennium Wheel olarak da bilinen London Eye aslında geçici olarak 5 yıllığına inşa edilmişti fakat yoğun ilgi sebebiyle kalıcı olarak faaliyette kalmıştır.

Toplam 32 kapsülü bulunan yapıtın her kapsülü 10 ton ağırlığındadır ve 32 kapsül olmasının sebebi Londra’nın 32 semtini simgelemesidir. Fakat dikkat çeken bir yer ise 33 numaralı kapsülün bulunmasıdır, bunun sebebi ise 13 sayısının uğursuzluğuna inandıkları için 13 sayısını atlamalarındandır.

11. Camden Town

Londra’nın Kuzey Batısında yer alan oldukça renkli, son derece bohem, zıtlıkları içinde barındıran, her tarza insanın olduğu ve zengin ile fakirin bir arada yaşadığı bir yer olan Camden Town ziyaretçiler tarafından çok fazla rağbet görmektedir. Alışveriş içinde çok tercih edilen bir sokak olan Camden Town’da her kesime ve her keseye uygun ürünler bulmak oldukça kolaydır. Punk Kültürü ve Goth Kültürü’nün yoğun bir şekilde hissedildiği yerde goth tarzı erkekler ve meşhur dizi karakteri olan Morticia Addams’a benzeyen kızları görmek son derece doğaldır. Her zaman kalabalık olan Camden Town’u ziyaret etmek isteyenler için erken gidilmesi tavsiye edilmektedir. Pazartesi çoğu dükkân kapalı olduğundan kalabalık değildir.

12. Piccadilly Circus Meydanı

Modern Londra’nın sembolü olan Piccadilly Meydanı Regent ve Piccadilly caddelerinin kesiştiği bir kavşaktır. Londra’nın trafiğini hafifletmek için 1819’da inşa edilen meydanda neon tabelalı görkemli binaları, bar, restoran ve çok sayıda kafeleriyle alışveriş için ideal bir yerdir.

Meydanı ziyaret etmek için akşam vakti, meydanın renkli tabelalarını görmek, binaların ışık şovlarına benzer şölenlerine şahit olmak için en ideal vakittir. Tabi ki meydanın ilgi odağı olan bir diğer eser ise Eros Çeşmesi’dir.

13. Westminster Abbey

Orijinal adı St. Peter Kilisesi olan yapı, yıllar boyunca kariley ailelerinin taç giyme törenlerine ve cenaze törenlerine ev sahipliği yapmıştır. Aziz Peter katedrali ve metropolittik kilisesi geçmişi 7. Yüzyıla kadar uzansa da günümüz halini 1245 yılında almıştır. Gotik tarzda inşa edilen manastır içerisinde, 1100 yılından beri 16 kral ve kraliçe, 8 başbakan, ödüllü şair, yazar, aktör, bilim insanı ve askeri lider gibi 3bin 300’den fazla kişinin mezarını bulundurmaktadır.

Manastır içerisinde, Westminster Manastır Müzesi, Chapter House, Şairler Köşesi, Abbey Bahçeleri bölümlerini bulundurmaktadır. En görkemli bölümlerinden olan Chapter House, sekizgen planlı, geometrik Gotik tarzında inşa edilmiştir. Chapter’ın giriş kapısı 1050 yılında yapılarak hala İngiltere’nin en eski kapısı olarak bilinmektedir.