Hayrettin | Kaplan Los Angeles
Kaplan Los Angeles Dil Okulu için beni yönlendiren ve bana yardımcı olan Global Yurtdışı Eğitim ailesine teşekkür ederim.
Bir süredir hem bazı projeler için hemde dil eğitimi için Los Angeles’da yaşıyorum, yola çıkma hikayemi, dil eğitimi için yaptığım araştırma deneyimlerimi, neden Kaplan’ı tercih ettiğimi, yaşadığım maceraları belirli aralıklarla sizlerle paylaşacağım.
İnsan iş hayatına başlayınca daha iyi anlıyor okuldaki derslerin önemini ve ne işe yaradığını. Birçok dersten birisiydi İngilizce, geçer not alınıp geçilmesi gereken. Sınavlar verildikten sonra konusu bile geçmedi. Google Translate birçok ihtiyacı karşılıyor, filmler Türkçe alt yazılı izlenebiliyordu, zaten etrafta ki herkes Türkçe bilmiyor muydu ki? Yıllar böyle geçip giderken bir anda İngilizce’nin önemini anlayabilecek bir olay yaşayabiliyor insan, benimki de böyle işte…Bir gün kariyer planlamamı tamamen değiştirip yurt dışında güzel projelere imza atabilmemi sağlayabilecek Amerikalı bir şirket yöneticisi ile bir araya geldik. Yanımızdaki tercüman arkadaş ile yürüttüğümüz iletişimde, bir anda yıllardır dilim sayesinde insanlarla ilişkiler kurup, başarılar kazandığımı, ikinci bir dilim olmadığı noktada ne kadar zor durumda kalacağımı anladım. Gerçekten bir dil bir insandı… İngilizce öğrenmeliydim!
Öncelikle, iyi bir dil eğitimini nerede alabilirim mantığı ile araştırmalarıma başladım.
Günümüzde yabancı dil öğrenmenin birçok alternatif yöntemi olduğu kesin. Birçok kurum dil eğitimi konusunda online çözümler sunuyor. Ülkemizde de dil eğitimi sunan oldukça başarılı dil okulları var. Bunlara rağmen benim aklımda sürekli olarak yurtdışında eğitim alıp; hem dil eğitimini hızlandırmak, hem de iş alanım ile ilgili araştırmalar yapmak isteği vardı.
Öğrenmek istediğim yabancı dilin anadil olarak konuşulduğu bir ülkede eğitim almanın, eğitim sürecini ciddi anlamda hızlandıracağı, çevremde aynı dili konuşabilecek insanların yoğunluğu nedeni ile gün içerisinde sürekli olarak pratik yapma imkanımın olacağı gibi sebepler yurtdışında eğitim alma konusunda karar vermemi sağladı.
Yurtdışında eğitim almaya karar verdiğim andan itibaren, gideceğim yeri seçme konusunda hiç zorlanmadım, mesleğim ile ilgili yatırım yapabileceğim ve çevre sağlayabileceğim yer şüphesiz ki Los Angeles olmalıydı.
Los Angeles ile ilgili dil okullarını araştırmaya başladığımda önümde birçok seçenek vardı; birçok eğitim kurumu farklı alternatifler ile eğitim sunuyordu. Eğitim alabileceğim kurumun deneyimli ve güvenilir olması düşüncesindeydim. Araştırmalarım sonunda sadece birkaç seçeneğim kalmıştı, ben bu seçeneklerden en iyisi olduğunu düşündüğüm ve de bu düşüncemde haklı çıktığım Kaplan Dil okullarında eğitime başlamaya karar verdim.
Yurtdışına çıkmak her zaman ayrı keyif ve heyecan olmuştur. Tabii işin içine dil eğitimi ve Amerika girince bu duygular daha da artıyor. 14 saatlik yolculuk sonunda Los Angeles’a vardım. Uçak alçalmaya başlayınca gördüğüm şehir, uçaktan inince yüzüme vuran hava o kadar güzeldi ki kendi kendime iyi ki burayı seçmişim dedim.Öğrenci gibi yaşamayı planlamıştım ve önceden ayarladığım öğrenci evine yerleştim. Ev tam bir fıkra gibiydi; bir Çinli bir Meksikalı bir de bendeniz Hayrettin. Ertesi gün okul var, erken yatmalıydım. Sabah biraz jetlag etkisi, biraz heyecan, normalde öğlen uyanan beni saat 6’da kaldırdı. Hazırlanıp okula gittim, okula girince her ülkeden gelen yüzlerce öğrencinin arasında buldum kendimi. Bir hoşgeldin toplantısı ve seviye sınavının ardından sınıfıma yerleştirildim.
Ertesi gün...
İkinci günüm ve sınıfa ilk girişim… Biraz stres oluyor insan, ne de olsa ilk kez hiç bilmediği bir deneyim yaşayacak. Sınıfta yaklaşık 15 öğrenciden biriyim ve bir de hocamız var. O kadar enerjik ki yerinde duramıyor. Sabah sabah bu enerjiyi nereden bulduğunu anlamak zor. Konuşuyor, bir şeyler anlatıyor ama dil bilmeden hocayı anlayıp hem de dili öğrenmek nasıl olacak? Hem Türkçe altyazı da yok. Zor gözüküyor
1.hafta…
Biraz sıkılıyorum, çünkü anlamaya çalışıp anlayamamak yoruyor insanı, hala nasıl dil öğreneceğimi düşünüyorum.
15. gün…
Biraz sıkıntılı geçen 15 günün sonunda, anlatılanları anlamaya başladım. İlk günlerdeki ‘aklımda Türkçe karşılığı olmadan bu iş nasıl olacak’ sorularından artık eser kalmadı. Zaman geçirip dile adapte olmak gerekiyormuş; artık yavaş yavaş anlayabiliyorum.
3. ay...
Artık konuşulan her şeyi büyük oranda anlayabiliyorum; ama hala konuşma ile ilgili sıkıntılar var. Bakalım ne zaman konuşmaya başlayacağım?
devamı yakında...